Animasyonlari ve cizgi filmleri anormal seven biri olarak cikan cogu filmi izlerim. Favorimse uzun zamandir The Princess and The Frog ve How To Train A Dragon arasinda gidip geliyordu.
Ta ki gecen haftasonu Ankara'da kardesimle Wreck-It Ralph'i izleyene kadar! Biliyorsunuz gectigimiz ay Oskar'larda da `best animated feature` kategorisinde aday olarak gosterilmisti. Oskar Brave'e gitti ve onu henuz izleyemedigim icin yorum yapamiyorum; fakat Wreck-It Ralph benim uzun zamandir izledigim EN IYI animasyondu.
Oncelikle, konu cok orjinal. Daha once birakin bir filmde izlemeyi, aklimizin ucundan gecmeyen bir dunya kurgulanmis. Ve ben hala etkisindeyim dersem yalan olmaz.
Atari salonundaki oyunlar, oyunlarin icindeki karakterlerin dunyasi, onlara bicilen rol ve gorevler, iyiler ve kotuler. Oyunlardaki karakterlerin, atari salonu kapandiktan sonra elektrik kablolarinin icinden gecip priz baglantisinin icinde kocaman bir istasyonda bir araya gelmesi ve hayallerinin pesine kosmak icin farkli bir dunyaya(oyuna) maceraya atilmalari.
Goruntulerin guzelliginden ve Sugar Rush dunyasina ne kadar bayildigimdan bahsetmeyecegim bile. Izlemediyseniz mutlaka izleyin diyerek konuyu kapatabilirim. :)
.jpg)
0 comments:
Post a Comment