Italya dendiginde ilk olarak gozumuzun onunde pizzalar, lazanyalar, domatesler, feslegenler falan ucusmaya basliyor, inkara gerek yok. Bizim de giderken aklimizda denemek icin onlarca restoran-kafe-bar listelenmisti ve hepsini denemek icin gunde 15 ogun yemege calistik - yedik diyemiyorum, cok basarili olamadik - ve midemizi genislettik desem yeridir. Ilk durak olan Trevi'deki That's Amore, yedigimiz en guzel lazanya ve tiramisuyle Roma seyahatinin devamini daha da sabirsiz ve heyecanli gecirmemize sebep oldu. Cantina e Cucina'nin mukemmel ev sarabi ve pizzasi, Mimi e Coco'da taptaze Caprese, Fluid ve Salotto 42'in taze meyva pureli cesit cesit kokteylleri, Cono e Camicia Pasticceria kadar kucuk ve gozden kacirilabilecek ama dunyanin en guzel minik pastaciklari ve choco mousse'unu yapan inanilmaz pastanesiyle, Roma kalbimizi caldi. Kisin gittigimiz icin meshur Roma gelatosuyla epey az ilgilendik diyebilirim. Bir defa yemek icin niyet ettik, onda da dogru adresten almamisiz olacagiz ki, cok etkilenmedik malesef (Blue Ice).
Fotograflara baktikca hala agzimin suyu akiyor; daha cok vakit olsa da daha cok yeseydik diyorum. Sonra da iyi ki daha cok kalmamisiz, herhalde obez olurdum diyorum.
Evet, Roma'dan simdilik bu kadar!
0 comments:
Post a Comment