February 4, 2015

Topu Topu 7 Nota Var, Kaç Ayrı Beste Yapılabilir Ki?

  No comments    
categories: , ,

Ilk kez bir konuk yazarim var bugun, muzige tutkun bir adamdan... Hic uzatmadan, sozu ona birakiyorum. 

Yukarıda okuduğunuz Serdar Ortaç ifadesi, Türkiye’de popüler müziğe olan bakışın kısa bir özeti de olsa, aslında sanat ile ilgili yüzyıllardır süre gelen 'sanat sanat için mi yapılır yoksa toplum için mi' sorusunu yeniden akıllara getiriyor.  Bu yazıyı detaylandırmadan önce neden bu konu hakkında yazmak istedim; kısaca açıklamak isterim.

Babamın satın aldığı ilk küçük Yamaha keyboard ile müzik hayatına başlayan bendeniz, lise yıllarında okul grubundan arkadaşlarla müzik yapmaya başladım.  Müzik konusundaki sezgilerimi ve “müzik kulağımı” yakından bilen başta ailem, Süheyla Hocam ve müzisyen arkadaşlarım sağolsunlar hiç bir zaman desteklerini esirgemediler. Öyle ki  lisede ekip içinde gitar çalmayı öğrendim, liselerarası müzik yarışmasına katıldık katılacağız derken kendimi Bostancı Gösteri Merkezi’nin sahnesinde 4000 kişilik kalabalığına çalarken gördüm. Yine bilenler bilir Ayvalık’ın güzelim Cunda’sındaki Dinazor Pub’da bir gece aniden mevcut müzisyenleri sahneden indirip 4 arkadaş oradaki kalabalığa müzik ziyafeti sunmuşluğumuz vardır.

Artık Özge dahil Shazam’a rakip olduğumu kabul ediyordur, yıllardır farklı türlerdeki müzikleri dinlemeye bayılıyorum. Müzikal evrimim yerli müzikle başladı, önce Bulutsuzluk Özlemi, Kargo, ardından bir süre Ege, Ata gibi müzisyenlerin Akdeniz tınıları, lise dönemimde Ortaçgil Kızılok, Erkan Oğur esintileri.  Üniversite’de Fransızca’ya sarınca Aznavour, Jacques Brel, ülkemizde de hayli bilinen Dany Brillant’lar. Hiç unutmam 2002’de Paris’e gittiğimde Guillaume bana Radiohead’in Paris konserinin CD’sini çekip hediye etmişti, acayip mutlu olmuştum. Anlayacağınız çeşitlilikte son nokta benimki!

Tüm bunları kendimce iyi müziğin tanımını vermek için yazıyorum.  Demet Akalın’lar yazın insanları oynatabilir, bir nevi transa geçirebilir ancak en büyük handikapları uzun soluklu olmamaları. Zaten kendileri ve dinleyicileri de bu durumun farkında ki her yaz yeni hitlerle Kral TV ve sahil partilerinde boy gösteriyorlar.

Bana sorarsanız iyi müzik Ortaçgil’in akustik gitarı çalma üslubundaki ince detaylar, Erkan Oğur’un perdesiz gitarıyla çaldığı makamlar, gecenin tam üçünde diyerek gece gece seni beni alıp götüren Kızılok şarkıları. Ancak müzikte detay da önemli. Örneğin karmaşık melodileri biraraya getirerek düzenli bir müzik üretebilen Radiohead, bence açık ara dünyanın ritm duygusu en yüksek müzisyenlerden oluşuyor. Zaten dünyanın en iyi grupları tarih boyunca genelde İngiltere’den çıkmış (Bkz.Rolling Stones, Queen).

Dünyada müziğin evrimine baktığımızda önceleri solistlerin yorumu önemliydi diye düşünüyorum. Sinatra, Andy Williams, Bennett; (Türkiye’deki yansımaları Erol Evgin, Ömür Göksel, Erol Büyükburç) big band ve sanatçının muhteşem uyumunu temsil etmiş. Bu yazıda değinmeyeceğim sosyolojik hareketlerdeki değişimlerle beraber özgürlüğü ifade eden Rock müziğin evrilmesi 60-80 arasına damga vurmuş (bizdeki en güzel örnek Barış Manço’dur diye düşünüyorum). Sonrası zaten malum ; tüm dünyada popüler müzik ve dijitalin önlenemez yükselişi.

Müzik’te trendler, kullanılan enstrümanlar eminim her zaman değişecek, ancak farklı türleri dinlemeyi siz de deneyin. Zaten iyi müzik sizi yakalar, ucundan mutlaka bir göz kırpar.

Sevgiler,
Barış

0 comments:

Post a Comment